Acılı ve güzel ülkemiz…
Bizim ellerde acı bitmez tükenmez. Buralarda en yaygın kültürel öğemiz acı çekmektir. Düğünde ağlanır, ölümde ağlanır, sevgili İlkay Akkaya’nın seslendirdiği “Ağla sevgili yurdum ağla” şarkısını en iyi biz söyleriz sizin anlayacağınız. Sağolsun büyüklerimiz, küçüklerimiz bu huyumuzu bildiklerinden acıtmaktan, kanatmaktan geri durmazlar pek. Yeri geldiğinde hiç gözünün yaşına bakmazlar iki tane yavrucağın, analarını vuruverirler kendi çizdikleri sınırda. Kendileri çizer, kendileri öldürür yani bize de ölmek düşer. İstediklerine mülteci derler, istediklerine özgürlük savaşçısı bazısına da sınırı yasadışı yollardan geçerken açılan uyarı ateşinin önüne atlamak gibi bir rol düşer, işte o role genelde bizi layık görürler, sağolsunlar. Savaşı onlar çıkartır, besleyip büyütürler, savaşan biz oluruz ve de ölen. Yeri gelir hendek kazarlar, yeri gelir duvar örerler, bazen açar, bazen kapatırlar sınırları ama kararı hep onlar verir bize de uymak düşer, günü gelir ölmek düşer. Tıpkı Soma’daki kardeşlerimiz gibi..
Soma’daki hoyratlığı gördünüz değil mi? Başbakan ve avanesinin züccaciye dükkanına giren fil misali acılı kalpleri nasıl kanattıklarını tekme ve yumruklarıyla. Onlar için önemli değil sizin ne durumda olduğunuz, tek önemli olan kendileri çünkü. Sen nasıl olur da bizim arabaya tekme atma girişiminde bulunursun, tekme atmayı aklından geçirirsin, tekme… Sen ne haldesin, ne yaşarsın, ne düşünürsün, ne yaparsın diye soran yok tıpkı savaştan çocuklarını kaçırmaya çalışan Saada Darwich gibi, tıpkı aynı gün yine sınırı geçmeye çalışırken şakağından vurulan ve görme yetisini kaybeden 13 yaşındaki Ali Özdemir gibi. Sahi siz niye sınırı geçmeye çalışıyordunuz ki?
AKP kömür dağıtabilsin sobalı evlere, kendi gibi fakirlere diye öldü yüzlerce işçi. Çok işçi öldü çünkü o kömürün çok ucuza çıkarılması lazımdı. Çok insan ölüyor Suriye’de de. Ya savaşacaksın AKP ve emperyalistler için ya da öleceksin, öyle sınırdan bedava geçmek yok. Olmadı hendek verelim veya duvar. Bir şekilde savaşman lazım büyük Türkiye için veya (afedersiniz) Alevilerden kurtulmak için veya şu veya bu, savaşacaksın o kadar. Büyük büyük Türkiye’nin parçası ol sen de, öyle kafana göre takılma. İzmir Vali Yardımcısı’nın dediği gibi “Soma’da akıllı olan, kurallara uymayan hayatta kaldı” ise, sen de gerekirse evrensel kurallara uyma, aklını kullan, büyük Türkiye kuruluyor, sen de yerini al. Akıl ne, ölüm ne, yaşam ne, kavramlar çok karıştı.
Sınırlarınız ve ucuz kömürleriniz ve aklınız sizin olsun. Bizler öldürmeyen sınırları ve madenleri olan bir ülke kuracağız kendi ellerimizle ve aklımızla.