Taciz ve tecavüze karşı…
Herkes Metro Turizm otobüsünde yaşanan cinsel saldırı olayını duymuştur.
Birgün'de yer alan habere göre; Metro Turizm otobüsünde muavinin cinsel saldırısına maruz kalan C.D. "Toplumda kadınlara yönelik yaratılan baskı ortamı ve kadınlara karşı işlenen suçların cezasız kalması bu yaşadıklarımızı tetikliyor. Caydırıcı bir adım atılmadığı için birileri buradan kendilerine pay çıkartıyor" ifadelerini kullanmış. Çok yerinde bir tespit.
Biz kadınlar yolda yürürken, arabamızı kullanırken, bir kafede otururken veya bir otobüsün içerisinde yolculuk yaparken sıklıkla tacizciler ve onları savunanlarla karşılaşabiliyoruz. Cinsel saldırı bu ülkede artık her düzlemde sıradan, meşru ve pervasızca arkasında durulabilecek bir eylem haline geldi.
Bu nedenle otobüste cinsel saldırıya maruz kalan kadının şikayetçi olması ve medya ve yargı organları karşısında dik durarak örnek alınacak bir duruş sergilemesi kadına yönelen şiddete karşı mücadelede çok önemli bir yere sahip. Cinsel saldırı ile mücadele etmek, saldırıyı ve saldırganı teşhir etmek meşru ve arkasında durulması gereken bir eylemdir.
Metro Turizm’e ait otobüste cinsel saldırıya maruz kalan kadının, saldırıdan sonra yüzündeki spermleri dahi –örnek alınıncaya kadar- silmediğini okudum. Beden ve elbise üzerinde bulunan sperm örneklerinin polise sunulması suçun, suçun ağırlığının ve öneminin ispatlanması açısından çok önemli. Bu olay, suçu işleyen kişinin spermlerini mağdur kadının yüzüne fışkırtarak mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal etmesinden dolayı cinsel saldırı olarak değerlendirilmelidir. Yani gerçekleştirilen eylem laf atma, süzme, el hareketi vb. şekilde cinsel taciz olmadığı gibi; vücuda doğrudan bir şey sokularak yapılan nitelikli cinsel saldırıya da girmemekte. Aksi taktirde cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olan cinsel taciz olarak değerlendirilecekti. İki yıla kadar olan hapis cezaları da zaten para cezasına çevriliyor. Vücuda bir şey sokulması halinde ceza kat kat tabiki artmakta.
Metro Turizm otobüsünde gerçekleşen eylem de ise, spermlerin vücuda fışkırması ile vücut dokunulmazlığı ihlal edildiği için, Türk Ceza Kanunun 102. Maddesi gereğince “cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi” mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cinsel tacizden değil, cinsel saldırıdan dolayı cezalandırılabilir. Bu suç, hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlendiği için ceza yarı oranında arttırılır.
Diğer taraftan ulaştırma hizmetini firmaya ait otobüslerle gerçekleştiren Metro Turizm de olaydan sorumludur. Bu otobüsler içerisinde güvenliği sağlamak, çalışanlarının gerekli ve yeterli düzeyde eğitim almasını sağlamak, bu eğitimin denetlenmesi, belli şartlara sahip kimseleri işe almak Metro Turizm’in sorumluluğunda olup, bu olayda sorumluluklarını yerine getirmediği aşikar olan firmaya karşı da tazminat davası açılabilir.
Elbette ki bu tür davalarda dahi sonuç alınabilmesi hukuki ve toplumsal mücadele ile mümkün. Yargı organlarının bu türden davalarda suçu hafifleten sebepleri öne çıkararak veya vücut dokunulmazlığı ihtimali olmadığı düşüncesiyle cezayı azaltmaları ihtimal sınırlarında. Bizlerse cinsel saldırganlar, cinsel saldırganı kollayanlar ve cinsel saldırıyı hafifseyenlerle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Metro Turizm otobüsünde muavinin cinsel saldırısına maruz kalan C.D.’nin de şikayetinin arkasında durmasını temenni ederek tabi. Bu ülkede bu türden yaratıklar ellerini kollarını sallayarak rahatça gezemeyeceklerini görecekler.