YGS rezaletine Van’da protesto
Van’da YGS protestosu nedeniyle gözaltına alınıp “silahlı örgüt üyeliği” ile suçlanarak 4 gün boyunca gözaltında tutulan 4 liselinin avukatı Müjde Tozbey Erden, süreçte hukuki açıdan skandal uygulamalara imza atıldığını anlattı.
Van’da 11 Mayıs günü okulları basılarak gözaltına alınan 4 liseli, dün gece saat 02:00’de serbest bırakıldı. Süreç, çok sayıda hukuksuzluk uygulamayla birlikte yaşandı.
4 günlük gözaltı sürecinin hukuki yönünü sorduğumuz, liselilerin avukatı Müjde Tozbey Erden, 6008 sayılı Kanun’un 3. maddesi gereğince suça sürüklenen çocukların terör suçlaması ile alıkonamayacakları halde, kanunsuz bir şekilde 96 saat gözaltında tutulduklarını belirtti.
Erden, “Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan sorgulama sırasında ise liselilerin katıldıkları YGS eylemini ayrıntısıyla sorgulamış, bu eylem ile PKK’nin gençlik örgütlenmesi arasında bağlantı kurmaya çalışmıştır. Oysaki liselilerin suç işlediği düşünülse dahi bu suç olsa olsa 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefetten olabilirdi. Ancak savcı tarafından bu olasılık değerlendirilmeden, liseliler doğrudan ‘örgüt üyeliği’ suçlaması ve tutuklanma istemi ile mahkemeye çıkarılmışlardır. Mahkeme savcının ileri sürdüğü gerekçeleri tutuklama için yeterli bulmayıp liselilerin serbest bırakılmasına karar vermiştir” dedi.
Süreç hukuksuzluklarla dolu
Bundan sonra hukuki sürecin ilgili savcının dava açılmasını talep etmesi, talebinin kabulü halinde ise liselilerin tutuksuz olarak yargılanmaya devam edilmesi şeklinde yürüyeceğini belirten Erden, 4 liselinin gözaltında tutulması süreciyle ilgili olarak tartışılması gereken noktaları şöyle sıraladı:
– Liselilerin TEM şubesi tarafından okullarına sabahın erken saatlerinde onlarca silahlı polis tarafından baskın yapılarak, hakaretler ve küfürler yağdırılarak “YGS eylemine katılmaya devam ederseniz hepinizin sonu böyle olur” tehditleriyle gözaltına alınmaları
– Liselilerin doğrudan Van Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülmek yerine Terörle Mücadele Merkezi’ne götürülmeleri
– Yasal olarak çocukların polis tarafından değil ilgili savcı tarafından sorgulanması gerekirken, doğrudan Terörle Mücadele Merkezi’ndeki sivil polisler tarafından sorgulanmaları
– 24 saat boyunca avukatlarıyla görüştürülmemeleri
– Savcılık tarafından sorgularında örgüt üyeliği ile suçlanmalarına karşın sadece YGS protestoları hakkında sorular sorulması
– 6008 sayılı kanun gereğince suça sürüklenen çocuklarla ilgili tanımın yok sayılarak 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na göre işlem yapılması ve 48 saat yerine 4 gün boyunca gözaltında tutulmaları.
– Çantasında, dolabında Türkiye Komünist Partisi’ne ait yayınlar, cd ve bildiriler çıkan TKP sempatizanı bir liselinin de aynı davaya dahil ediliyor olması, bu liselinin telefon dinlemelerinde TKP’liler ile yaptığı görüşmelerin, eylem hazırlıklarının PKK’nin gençlik hareketindeki insanlarla yaptığı görüşmelermiş gibi sorulara maruz kalması
“Süreç siyasi saiklerle yürütüldü”
Avukat Erden, “Aynı liseliye Van’da Milletvekili Vetolarına dair yapılan eylemlerde gerçekleştirilen Akbank ve Yapı Kredi Bankalarına molotoflu saldırı ile ilgili sorular sorulması gibi sebepler sürecin hukuki bir yargılamadan çok siyasi saiklerle yürütüldüğünün göstergesidir. Yani soruşturmanın gerçek amacının YGS protestolarına katılan liselileri sindirmek, cemaatin yoğun olarak örgütlendiği bir okulda solcu liselilerin önünü kesmek ve liselilerin ülke çapındaki YGS protestolarını bir avuç örgüt üyesinin marifeti olarak sunmak olduğunu göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“AKP liselilerden intikam almaya çalışıyor”
Erden, “AKP hükümeti açıkça liselilerden intikam almaya çalışmaktadır. Başbakan, Taksim’e kendi liseli
YGS’de yaşanan şifre skandalının sorumluları hakkında Van’da bir miting ve suç duyurusu yapıldı. “Kopyacı cemaat, işbirlikçi AKP” sloganının yer bulduğu mitingde Vanlı öğrenciler “edi bese (yeter artık)” dedi.
YGS’de yaşanan ve tüm boyutlarıyla cemaati işaret eden şifre skandalı, Van’da yapılan bir miting ve suç duyurusuyla protesto edildi.
Saat 12.30’da Mavi Plaza yanında toplanan ÖSYM mağduru öğrenciler 13.00’de Cumhuriyet Caddesi’nden yürüyüşe geçerek sloganlarla Van Adliyesi önüne geldiler.
Lise öğrencileri Ferhat Bozkurt ve Barış Yardımcı ile Avukat Müjde Tozbey Erden, Eğitim-Sen temsilcileri, İHD temsilcileri, ÖVDER temsilcileri, Van Barosu temsilcilerinden oluşan grup ÖSYM hakkında suç duyurusunda bulunurken, grubu dışarıda bekleyen öğrenciler adliye önünde sloganlarla hükümeti, cemaati ve ÖSYM’yi protesto etti.
“Kopyacı cemaat, işbirlikçi AKP”
Dışarıda bekleyen öğrenciler “ YGS, LYS Edi Bese” , “YGS, LYS Tayyip girsin strese” , “Hak, hukuk, adalet bu ne rezalet”, “Öğrenci susma emeğine sahip çık”, ”Kopyacı cemaat, işbirlikçi AKP” sloganları attılar.
Grubun adliyeden çıkması ile öğrenciler Sanat Sokağı’na yürüyüşe geçtiler. Sanat Sokağı’nda gerçekleşen mitingde ÖSYM mağduru öğrenciler adına Hasan Hüseyin Özgökçe, Ferhat Bozkurt, Umut Zorer, Barış Yardımcı, Eğitim-Sen’li bir öğretmen ve ÖVDER‘li bir veli konuştu.
“Liseliler görev başına!”
Solcu Liseliler adına bir basın açıklaması okuyan Hasan Hüseyin Özgökçe, “Her yıl milyonlarca genç insanın geleceğini aradığı YGS’de doğru cevapların şifreleme yöntemleriyle servis edildiği ortaya çıktı. AKP ve cemaat kirli yüzlerini liselilere bir kez daha gösterdi” sözleriyle başladığı açıklamasında AKP ve cemaatin ortaya çıkan rezaletten hiç de rahatsız görünmediğini vurguladı.
AKP ve cemaatin “İktidar biziz, güç bizde, istediğimizi yaparız, dokunanı yakarız” mesajı verdiğini belirten Özgökçe, şöyle konuştu:
“Biz liselilerin geleceğine, emeğine yönelik bu hırsızlığın altında cemaatle beraber AKP’nin imzası vardır ve seçimler yaklaşmaktadır. Öyleyse, AKP’ye oy verdirmeyeceğiz. AKP hakkımızı yemiştir. AKP geleceğimizle oynamıştır, AKP’ye oy vermeyi düşünenler, buna ortak olduğunu bilecek!
Ailemiz, öğretmenlerimiz, bizleri, bizlerin geleceğini düşünüyorlarsa AKP’ye oy vermeyecekler. Çevremizde, liselilerin geleceğini çalan hırsız AKP’ye tek bir oy çıkmaması için çabalayacağız. Haydi liseliler hırsız imama, hırsız AKP’ye karşı görev başına!”
“Cemaatten ve köleci zihniyetinden korkmuyoruz”
Mitingde söz alan lise öğrencisi Ferhat Bozkurt “Bugün burada hesap sorduğumuzu tamamıyla gösterdik. Mücadeleyi hiç bırakmayacağız, çünkü onlar gibi korkak ve hırsız değiliz. Bizler yoksul, emekçi ve onurlu ailelerin çocuklarıyız. (…) Bizler bu zülme ve hırsızlığa karşı yeter artık diyor ve bunu bulunduğumuz suç duyuruları ile sonlandırıyoruz. Hırsızlardan, cemaatlerden, düzeni köhneleştiren köleci zihniyetten korkmuyoruz!” diye konuştu.
Mitingde söz alan ve ÖSYM’de yıllardır yaşanan skandalları sıralayan Onur Yılmaz, son KPSS skandalıyla ilgili olarak AKP Van Milletvekili ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Gülen cemaatini savunan sözlerini anımsattı. Yılmaz, “Gençliğin vicdan mahkemesinde, cemaat sanıktır. YGS davasında ,tatmin olanlar suça ortaktır.Velilerimize halkımıza sesleniyoruz: YGS’de yapılan şifrelemenin, bu büyük skandalın hesabını soralım diyoruz” diyerek tüm Türkiye’yi hesap sormaya ve boyun eğmemeye davet etti.
Mağdur öğrenciler adına konuşan Umut Zorer ise, cevaplaması için ÖSYM Başkanı Ali Demir’e yönelik soruları kamuoyuna sundu. Zorer’in soruları arasında “Kamuoyu konunun üzerine gitmiş olmasaydı şifreleme itirafını yapar mıydınız?”, “Sınavda şifreleme olduğunu itiraf ettiğinize göre neden istifa etmemekte ısrar ediyorsunuz?” soruları da yer aldı.
Mitingin ardından halay çeken öğrenciler sloganlarla dağıldılar.
lerini çıkarmak yerine şimdilik yargıdaki, polisteki “genç”lerini liselilerin üzerine göndermektedir. AKP hükümeti işçilerden, politikacılardan, gazetecilerden sonra şimdi de liselileri yargı ve polis ile korkutmaya çalışmaktadır. Bu konunun ulusal medyada yer almamış oluşu medya açısından utanç kaynağıdır, medya bu haksızlığa göz yummuştur. Neyse ki liselilerimiz tüm bu saldırıları göğüsleyecek olgunlukta ve kararlılıktadırlar, Başbakan Ali Demir’ini de alıp gidene kadar mücadeleye devam edeceklerini söylüyorlar” diye konuştu.