skip to Main Content

AKP’nin kürtajı…

AKP kadın düşmanı bir parti olduğunu her fırsatta bizlere yeniden hatırlatıyor. Baştan aşağıya kadın düşmanlığı her dokularına sinmiş. Bakanından doktoruna, savcısından mübaşirine, kadınından erkeğine, AKP zihniyetindeki bütün insanlarda bu düşmanlık var.  Kadın önemsiz onların gözünde; ölebilir, öldürülebilir, tecavüze uğrayabilir, kolunu kaybedebilir yeter ki kürtaj olmasın, yeter ki… Kadınlar, Kürtler, Aleviler, Geziciler, Solcular diye liste uzatılabilir. Onlardan olmayan herkese savaş açtılar ama en çok da kadınlara.

“Birlikte yaşadığı sevgilisi tarafından vurulan 2 aylık hamile Ayşe Kocaoğlu'nun hastane tarafından reddedilen kürtaj olma isteğine Sağlık Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Bakanlık, Kocaoğlu'nun isteğine sağlık durumu nedeniyle onay verdi.” Sağlık Bakanlığı lütfetmiş ve Ayşe Kocaoğlu’nun, annesini öldüren, kendisini de yaralayan adamdan çocuk sahibi olmama isteğine onay vermiş. Yaklaşık iki haftadır hastanede yatan Ayşe Kocaoğlu, hamile olduğu için kendisine antibiyotik ilaçlar verilmediğini ve bu nedenle kolunu kaybetme riskinin ortaya çıktığını söylüyor. Kürtaj olma isteğini sözel olarak hastane yetkililerine ileten Kocaoğlu’nun bu isteği reddedilmiş. Olay basına yansıyınca ve kadınlar hastanenin önüne yığılınca nasıl olduysa bakanlık ve hastane yönetimi fikir değiştirdi ve kürtaj gerçekleştirildi. Tarihin tekerini hâla zor’un çevirdiğini unutmayalım. Evrensel kuralı bile uygulamaktan aciz bu insanlar artık sadece zor ile insani kararlar alabiliyorlar.

“Kürtaj cinayettir” diyordu malum zat. Bir başkası tecavüz bebeğinin doğması ama annenin ölmesi gerektiğini anlatıyordu. Bakanlık kürtajı hastanelerdeki uygulama tebliğinden çıkarmaya çalışıyordu. Geldiğimiz nokta mahalle baskısı ile kürtajın fiili olarak yasaklandığı, uygulanabilmesi için bin dereden su getirildiği, doktorun korkutulduğu, hastanın sindirildiği saçma bir durum. Yasalarla ortadan kaldıramadıkları kürtaj hakkını, yokuşa sürme, ipe un serme taktikleriyle gasp etmeye çalışıyorlar.

Benzer bir olayı üç yıl önce Van’da yaşamıştık. Bir akrabası tarafından tecavüze uğradıktan sonra hamile kalan genç bir kadın bana yönlendirilmişti. Genç kadın bu durumu kimseyle paylaşamadığını, ailesinin durumdan haberdar olması halinde töre gereği kendisini öldüreceğini söylüyordu. Gebeliği 10 haftalık süreyi geçtiği için kürtaj olamıyordu ancak savcılık kararı ile kürtaj gerçekleştirilebilirdi. Bu nedenle yaptığım bütün başvurular sonuçsuz kaldı. Savcılar şikayet halinde dava açabileceklerini, ancak davadan sonra böyle bir kararın alınabileceğini, kadının tecavüze uğradığını nereden bileceklerini söyleyerek bizi reddettiler. Sonrasında Van Kadın Derneği ile birlikte yeniden denedik ama skandal bir tavırla karşılaştık. Savcı kadının doğum yapmasını bebeğe de devletin bakacağını söylüyordu. Konunun basına yansımasıyla olaylar büyüdü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri devreye girdi ve ne olduysa savcıların fikirleri değişerek kürtaj kararı çıkarıldı. Tecavüze uğrayan kadın kürtaj oldu ve öldürülmekten kurtuldu.

AKP’yi kürete etmemiz, bu topraklardan kazımamız gerekiyor. Başka çaresi yok…